Sevgili Okuyucularım ;
Şamil ve Kamil masalını bilirmisiniz ?
Hani TOK iken hala AÇ olanlar var ya !
İşte onlara ŞAMİL ve KAMİL denilir..
Eller
cepte, fauller 45 cm ve sivri bıyıkları ile 12 gramlık yüzüğü ve james
bond gözlüğü ile martavalaşan seçim fareleri şu günlerde piyasadalar..
Arkalarında cücükleri ve onlarında elleri son sürat ceplerde..
Güya bunlar TÜRK Milletinin en akıllı, seçilmiş ve asil insanları..
Oysaki alt tarafı biri Şamil, diğeri de Kamil..
Neyse bu Kamil, Şamil masalını bir kenara bırakalım ve esas konumuza geçelim..
Seçimler
yaklaşıyor ve MİLLETİMİZİN o asil ve akıllı vekilleri, şu günlerde
seçim bölgelerinde vaat ve proje yalanlarını sergilemektedirler.
Aylar boyu bölgelerinden uzak olan bu asil çocuklar, nedense her seçim zamanı bir anda devleşip, hizmet aşkı ile tutuşurlar.
Bizim
garip ve ezik halkımızda onlarla birlikte çekilmiş küçük bir poz
alabilmek için etrafında pervane olurlar.. Benim halkım saflığından
pervane olur ama o diğer Kamil ve şamiller de bir kahramanmış gibi
insanlara tepeden bakmayı hiç ihmal etmezler..
Bakınız ; Türk siyaseti o kadar kirli bir hale bürünmüş ki, vallahi hırsızın hırsızlığını artık hor görmüyorum..
Biz
öyle bir hale gelmişiz ki, inanın sadece deyyus ve dürzilerin elinde
kalmışız. Aydınlar yok edilmeye çalışılıyor. Memleket açlıktan ser sefil
bir halde iken, bu KAMİL ve ŞAMİLLERİN'DE bu tür bazı seçim
dönemlerinde ortaya çıkarak, yalan hışımlarına tekrar tekrar uğramak
istemiyoruz.
Bin bir yalan, riyakarlık, sadece ''BEN''
politikasından başka yaptıkları bir şeyleri yok.. Milletin faydasına
olabilecek, elle tutulur bir icraatları olmadığı gibi, bazı zamanlarda
böyle tarla fareleri gibi bir anda ortaya çıkmaları da artık insanların
midelerini iyice bulandırmaya başlıyor.
En azından bunların
yüzlerini görmeden ve bunların yalanları işitmeden bir üç-beş sene kendi
yağımızda kavrulup gidiyoruz. Acımız, tatlımız her şeyimiz bizimle
beraber ve ancak yüreğimizde taşıyabiliyoruz..
Makam ve mevki
avcıları bu milletin yoksulluğunu ve hüsranlarını bu dönemlerde bundan
faydalanarak sadece kar olarak görmektedirler. Milletin açlığını ve
sefilliğini maalesef göremiyorlar. Onların gözleri kör ve şeytan
tarafından mühürlenmiştir.
Protokolde oturuşları sanki haşa haşa ''birer peygamberler''..
Onların
köy kahvelerinde, köy odalarında, meydanlarda oturuşları ve o anda
köylüler tarafından onlar için kesilen kurbanlar, mezeler, binbir
içeceğin ortada sergilenmesi, aslında o köy halkı ve köy bütçesi için
ekstra bir zarar teşkil etmektedir.
MİLLETVEKİLİ ; Kim bu adamlar ?
Nereden benim vekilim oluyorlar ? Dört çapulcu, sıfatsız ve
karaktersiz. Beni anlamayan beni nereden yönetecekti ? Benim halimi,
durumu mu ne kadar biliyor bu insanlar ? Benim sorunlarımı ne kadar
çözebiliyor ? Asla..
Seçim dışı zamanlarda bunlara ulaşmak değil, yanından geçerken bile selam vermeyen bu fareler benim vekilim olamazlar..
Vekilim sadece ALLAH'TIR.. Bu mide bulandırıcı zevk-ü sefa sahibi şahsiyetler değil..
Haşa
haşa sözüm meclisten dışarı ; Can'la başla halkının ve garibanın
hakkını savunanlar elbette ki bu saydığım özelliklerin dışındadır. Sözüm
tabii ki onlara değildir..
Avrupa da Başbakanlar dahil,
bisikletle işine ve makamlarına giderlerken, bizde de bazı dürziler,
Utanmasalar beş adımlık yere helikopterle gidecekler. İşte böyle bir
makam sevdalısı haline dönüştük ve her şeye bu kadar da meraklılar..
Yok arkadaş, bu düzen ve bu zihniyet değişmedikçe kimse benim vekilim olamaz, benim hakkımı da savunamaz..
Hele hele eller cepte iken karşımda asla ve asla höyküremez..
Bunlar benim şahsi düşüncelerimdir.
Kimseyi
zan altında bırakmıyorum, kimseye de özel ve şahsi olarak itham
etmiyorum, kimsede üstüne alınmasın. Kimsenin ismini, cismini de yazımda
belirtmiyorum..
Tamamen şahsi düşüncelerimdir ve kamera
karşısında, basın önünde bir zahmet zıkkımlandığınız yiyecek ve
içecekleri de halkımıza göstermeyiniz. Canı çeken olur ve bu yediğiniz
içtiğiniz şeyleri alan vaar almayan var. Ülke fakirlikten kırılırken siz
sefanızı başka yerlerde sürdürünüz..
Saygı ve sevgilerimle
0 Yorumlar