Ticker

6/recent/ticker-posts

Ad Code

reklam

Aslında geç kalmış bir yazı bu satırlar.

Hep hayâllerini kurduğum şey ilkeli yayını ile toplumun güvenini kazanacak bir ‘gazete’ çıkartmaktı. Şükürler olsun ki bunların hepsini kısa zamanda gerçekleştirdim.  8 Nisan 2012 de ‘YeniVatan’ adı ile Belçika’da bir marka meydana getirmek, o markayı yarışacak hale getirmek, ve zirveye çıkartmak. Sıfırdan bir şeyleri var edebilmek, onu kabul ettirebilmek kadar güzel başka bir duygu var mıdır ki acaba?
Gün geldi en güzel haberlere, gün geldi en acı haberlere imza attık. Bu sürede okuyucularımıza asla yalan ve yanlı haber yapmadık. Gün geldi siyasilerle, gün geldi sivil toplum örgütlerinin kerameti kendinden yöneticileri ile menfaatlerine dokunduğumuz, onların eften, püften haberlerine tenezzül etmediğimiz için kavga ettik. Gün geldi çökücü, çakıcı, şantajcı, fırıldak meslektaşlarımızın da ‘bizim düzenimiz denkti, birbirimizle kavga, döğüş geçiniyorduk, birimiz çanak tutuyor, birimiz kanını emiyorduk, siz de nereden çıktınız.’ yakınmalarına tebessümle tanıklık ettik.
2 yıl süresince  20 sayı yayınlanan ‘Yeni Vatan’ artık matbu olarak yayınlanmayacak. Bu kararımın arkasında yukarıda bahsi geçenlerin yada mesleğin zorluğundan kaynaklanan şartların etkisi kesinlikle söz konusu değildir. Bu yorucu, büyük emek isteyen kutsal mesleğin Belçika’da artık ayağa düşmesidir. İşine gelindiğinde Basın kurtarıcı, işine gelmediğinde ‘Eline fotoğraf makinasını alan Gazeteciyim diye sokağa çıkıyor.’ Mantığının ilgi görmesinin yanı sıra, gelişen teknolojik şartların yazılı basın üzerindeki ciddi tehdidini çabuk görüp, şimdiden tedbir alarak digital teknolojiye hazırlık yapmaktır.

Aldığım kararlar ve koyduğum hedeflerde asla şaşma yaşamadım. Bize güvenenlerin güvenlerini asla istismar etmeden, verdiğimiz her sözü yerine getirdik.‘Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.’ Deyişini daima kendime düstur eyledim. Kaba yelin sert kaya dan sadece toz koparabileceğinin farkında olmanın hazzını yaşıyorum.
Üstlendiğim sorumluluğun ciddiyeti ile gecemi, gündüzümü verdiğim, kendi ellerimle bir ağaç fidanına, bir bebeğe gösterilen tüm titizliğim  ile üzerine titrediğim, her şeyine emek çektiğim; yeri geldiğinde veri tabanını şekillendirdiğim, kodlarını düzenlediğim, haber yazımından, sayfa düzenine kadar, basımından dağıtımına kadar özene bezene bir marka oluşturmanın ve O markanın arkasında durmanın, durabilmenin öz güveni ile daha çok çalıştığım, sistemini kurduğum bir yapıyı, İnternet sitesini, Gazeteyi böyle bir çırpıda bırakmak aslında içimi burkuyor.
Ama böylesinin çok daha iyi olacağına eminim. Hayatımı kökten, tamamen değiştirecek kararlara imza atmak, alışılması zor bir durum olsa da beni hayatın acımasızlığına karşı çok daha güçlü kılacağına inancım çok yüksek. Dünyanın en güzel mesleğini icra ederken aldığım zevkin, sahip olduğum şeylerin bana sahip olmasına da asla müsaade etmeyeceğim gerçeğidir.
Hayal ettiğim şeyleri gerçekleştirebilmenin verdiği iç huzur ile, Dolu dolu yaşadığım hayatımın artık Sonbaharında daha stressiz, boşlukta kalmak korkusu olmadan, hiç yapmadığım miskinlik ve tembelliğin tadını çıkartmak, her şeyden çok daha önemlisi Aileme daha fazla zaman ayırabilmek, bazen mahalle kahvehanesinde okey oynamak, bazen bir parkta eşofmanlarımı giyip koşmak, uzun, kaygısız, düşüncesiz uykuların sabahında hayatın tadına varmak adına yoğun ve yorucu bir işi bitirmenin keyfini sürüyorum. BelTürkHaber'de çok daha mutlu ve huzurluyum.
Hayat devam ediyor…
BelTürkHaber©Şükrü Sağlam

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code