Son 6 yılda 4 bin 700 kişinin boğularak hayatını kaybettiği
raporlanan Türkiye’de, 2014 yaz sezonu da farklı geçmedi. Yine
çocuklarımız, gençlerimiz boğuldu.
3 tarafı denizlerle çevrili bir
ülkede yaşayanların suyun tehlikelerine karşı donanımlı ve bilgi sahibi
olması beklenirken, yaz aylarını boğulma haberleri ile geçiriyoruz.
‘RİP’ akıntısı yazan tabelaların ne anlama geldiğini bilmiyoruz, ya da
bilsek bile umursamıyoruz.
Ajans Press’ten alınan verilere göre
Mayıs ayı başından itibaren Türkiye genelinde 4 ayda 2597 adet boğulma
haberi yayınlanmış. Özellikle Adana, Bursa ve Karadeniz yerel medyası
maalesef boğulma haberlerine sıkça yer vermiş. Serinlemek için denize,
göletlere, kanallara giren çocuklar, gençler hatta yaşlılar hayata veda
etmiş.
İstatistiklere göre, boğulmaların yüzde 95’i tedbirsizlik
ve bilinçsizlikten kaynaklanıyor. Ölümlerin en büyük sebebi tehlikeli
bölgelerde suya girmek. Tabelalar ile “Burada yüzmek tehlikelidir”
yazmak yeterli olmuyor. Boğulanı bilinçsizce kurtarmaya koşanlar da
sulara kapılıp hayatını kaybediyor. Çok iyi yüzücülerin bile başa
çıkamayacağı tehlikeleri bilmek, önlemler almak gerekiyor.
Bu yaz,
sorunun farkında olan yerel yönetimlerin, kayda değer girişimleri
olmamış değil… Karadeniz sahillerinin Belediyeler tarafından
cankurtaranlarla doldurulması, Bartın Emniyetinin halka ve turistlere
“akıntıya karşı yapılacaklar” broşürleri dağıtması, AFAD (Afet ve Acil
Durum) İl müdürlerinin yerel medyadan uyarıları, hatta Adana’da
valiliğin “yasağa rağmen” kanala girenleri helikopterlerle tespit edip
para cezası uygulaması dikkat çekici bölgesel girişimler arasında.
Ancak çözüm çok daha ulusal bir bilinçlendirme kampanyası ve eğitimle sağlanacak gibi.
Kamu spotları başlangıç olabilir.
Hatta ilköğretimde, yer alacak bir eğitimle bilinçlendirme, ölümlerin
azalmasına, kronikleşen boğulma sorunumuza daha etkili çözüm sağlayacak
gibi gözüküyor.
0 Yorumlar