Ticker

6/recent/ticker-posts

Ad Code

reklam

KARGIN: BELÇİKA'YA BORÇ İSTEMEYE DEĞİL,KAZANDIRMAYA GİDERİM

Emirdağ Belediye Başkanı Uğur Serdar Kargın ile yaptığımız Röportajın ikinci bölümünde Nasıl bir Emirdağ? Belediyenin kurduğu şirket, Yurtdışındaki hemşehrileri ile olan ilişkilileri konuştuk.
İşte röportajın 2. bölümü ve ayrıntıları...
Şükrü Sağlam –Gurbetçiler artık yaşadıkları ülkelere dönüyorlar. Bu sezon öyle veya böyle geçti. Önümüzdeki 2015 yılında Gurbetçiler nasıl bir Emirdağ bulacaklar?
Uğur Serdar Kargın – Hizmetin bahanesi olmaz. Biz nasıl ki yetiştirebildiklerimiz ile öğünüyorsak; ihmal ettiklerimizle, beceremediklerimizi de göz önüne koyup ders almalıyız. Gerekçesi ne olursa olsun. Temelinde hukuki gerekçeler var. Örneğin yasal süreçler tamamlanmadığı için şehir içi otopark düzenlemesi yapılamadı. Geçtiğimiz dönemde yanlış bir algı vardı. Şehir içi trafiğini zabıta düzenler, trafik cezası keser. Böyle bir şey yok. Zabıta trafik cezası kesmez. Yirmi binin üstünde olmayan bir ilçede trafik zabıta diye bir birim olmaz. Önümüzdeki dönemde Mahkemeden geri dönmemek üzere otopark 5 yıllık imar planında alt yapısı hazırlandı. Bizden sonra kim gelirse gelsin bu yerleri ihaleye çıkartıp, ister kendi işletir, ister başkasına verir. Belediyenin tarihinde ilk defa Limited şirketi oldu.
Şükrü Sağlam –Hemen araya girip Belediyenin kurduğu bu şirketin amacı nedir? Neden kuruldu? Bize anlatırmısınız?
Uğur Serdar Kargın – Normalde Belediyelerin şirket kurması bakanlar kurulunun iznine tabi. Bu yüzden her belediye hemen şirket kuramıyor. Biz de bu izni almadık; ancak burada bir yönetici farkımızı ortaya koyarak bir inceliği kullanarak belediyemize yasal olarak bir sıkıntısı olmayan, meşru bir şirket kazandırdık. O Yasal prosedür içerisinde kendi yönetim anlayışımız ile böyle bir çözümü getirdikten sonra, bu şirketle ne yapıyoruz? Şu anda bütün mal ve hizmetleri kârı da zararı da yüzde yüz belediye de kalacak şekilde bir Limited şirket kurduk. Ne faydası olacak? Birincisi dışardaki kumpaslara gelmeyecek. Danışıklı döğüşler yapan, 2-3 teklifli iş yapan firmaların önünü keseceğiz. Kendi işimizi kendi öz varlıklarımızla yapacağız. Dünya’da her şeyin özelleştiği bir anda bu devletçi anlayış sıkıntılı görülebilir ama; istismar edilen özelleştirme politikaları karşısında da samimi çare olan budur. Verilmedik malın faturası kesilmeyecek. Dışarıda aldanmaya fırsat vermeyeceğiz. Parkeyi biz orada üreteceğiz. İhale kanunundan doğan gecikmelerin hepsine böylelikle set çekmiş olacağız. İş vermede, iş almada tercihli olacağız. Çünkü bir kamu kuruluşunun şirketiyiz. Emirdağ Belediyesi olarak Çay’da iş alabileceğiz. Kötü niyetli tüccara karşı belki Dinar’daki bir işe teklif vereceğim. Dolayısı ile Ağacımızıda kendim dikeceğim. Çimi de kendim biçeceğim. Her şeyi maliyetine yapabilme şansımız olacak. Limited şirket sayesinde devletin ön gördüğü asgari kâr’ı dahi dışarıya vermemiş olacağız.
Yukardaki sorunuza dönecek olursak ‘Gurbetçi Festivali’ dahil olmak üzere bu sezon Kültür Park’ta Türkü geceleri, Kixboks maçları ile vatandaşlarımızın gönlünü almaya çalıştık. Önümüzdeki sene Yurtdışındaki STK’lar, Basın-yayın kuruluş temsilcilerinin de fikrini alarak en az bir ay boyunca yurtdışındaki enerjiyi de kullanarak oradaki sanatçılarımızın burada da tanınmasına fırsat vererek içi dolu bir ‘Gurbetçi Şenliği’ yılbaşından önce planlanacak. Yurtdışında yaşayan hemşehrilerimiz tatilini ona göre ayarlayacaklar. 7 den 70’e herkese hitap edecek bir program hazırlayacağız. Bunları yaparken de oradaki insanlarımızın fikirlerinden faydalanacağız.
Şehir içerisindeki trafik sorunu kesin olarak çözülür. Uzun vadede kentsel dönüşüm projemizi hazırlıyoruz. Bu proje sayesinde ‘Cumhuriyet Meydanı’ şu anki görünümünden üç katı daha genişleyecek. Hükümet Binası ile yan tarafında bulunan Rant tesislerindeki iş yerleri Kentsel dönüşümle oradan kaldırılıp Cumhuriyet Meydanında sosyal donatın alanları oluşturulacak. Parklar, şelaleler, fıskiyeler, yeşil alanları olan yeni meydanın altına da birden fazla giriş ve çıkışı ile 5 katlı otopark ile mevcut otopark sorunu da ortadan kalkmış olur. Bu zaman almaz mı? Alır. Şu anda bu konuyla ilgili Ankara Üniversitesi ile ortak proje hazırlıyoruz. Projelerimizin hepsi de tecrübeli bilim adamları ile birlikte yürütülmektedir. Bilgi ile Teori ile pratiği birleştireceğiz. Teori ile bilgi ile tecrübeyi şehir e yansıtacağız. Çok güzel sonuçlar alacağız. Beş yıllık Sosyal Sorumluluk projeleri haricindeki tüm projelerimizin hemen hepsi Gurbetçilerimize yönelik. Gurbetçiye yönelik faaliyetler diğer taraftan yerli halkında yaşam kalitesini yükseltecek. Ben Eskişehir’de kimseye tatil yaptırmayacak bir tesisi mutlaka yaptırmak zorundayım. Bunu termali ile mi yaparsın, Hamamı ile mi, SPA merkezi ile mi, Adaçal seyir tepesi ile mi, Aqua park ve eğlence merkezi ile mi yaparsın. Hepsinin dibi dolu.Paramız bütçe olarak bakıldığında 30-40 Trilyon eksi gibi görünse de potansiyelimiz bunun çok çok üzerindedir. Bunun 20-30 katı potansiyeli biz Gurbetçilerimizde görüyoruz. Biz sadece kıymetlerimizin tozunu alıyoruz. Benim projelerimin temelinde bu var. Kıymetleri sadece öne çıkartmak. Yeni bir şey yaratmak, oluşturmak yok. Var olanı harekete geçirmek. Tozunu alıp, parlatmak, ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatmak. Onun için önümüzdeki 5 sene Emirdağ için süper olacak. Önümüzdeki sene başka olacak. Beriye gelelim Bir ay sonra başka olacak. Çünkü hiç yerinde saymayacak. Geriye gitmez, hep ileri. İyi hizmetler geliştirilerek devam eder. Biz yanlışta ısrar etmeyiz. Kendi yanlışımızda da ,bizden öncekilerin yanlışında da. Onlara takılmayız. O orada kalır. Ama güzellikleri, bizden öncekilerinde güzelliklerini biraz daha yukarıya taşırız.
Şükrü Sağlam – Yurtdışındaki STK’lar ve Siyasetçiler ile ne gibi ortak çalışmalarınız var, neler yapmayı düşünüyorsunuz?

 Uğur Serdar Kargın – Yurtdışındaki Sivil Toplum Kuruluşları ile ilişkilerimiz gayet uyumlu. Orada tek endişe şu. Diğerinin Sosyalist, Komünist, Hristiyan Demokrat olması benim için önemli değil. Oradaki Irkçı Partiden olması da benim için önemli değil. Fakat orada siyaset yapan bir kısım arkadaşlar için bizim hangi partiden olduğumuz bayağı bir önemli. Esasında geriden gelen biziz. Demokrasi bize geç gelmiş. 100 yıllık demokrasimizde tek parti dönemini çıkartırsak 50 yıllık bir mazisi olan bir demokrasi anlayışımız var. Fakat bizdeki genişlik yüzlerce yıllık demokrasi havarisi geçinenler maalesef orada en sert ırkçılığı gösterebiliyorlar. Adı ne olursa olsun. Ben gittiğim zaman Sivil Toplum örgütleri yada siyasetçiler şöyle derlerse çok üzülürüm. Belçikalının, Flamanın, gözündeki Irkçı partinin onların endişeleriyle, kanlı politikalarıyla bize davranışları bizi üzer. Irkçı partinin politikası ile bize bakarsa oradaki siyasetçi, Sosyalist partinin bize bakışıyla bakarsa, Ne Hristiyan Demokratlara yaranırız Ne de Irkçı Partiye yaranırız. Beri taraftan nede Sosyalist partiye yaranırız. Onlara göre ırkçı partiyiz. Hemşehricilik ruhu bir tarafta kalır. Bu anlayış Emirdağlılık ruhuna zarar verirse buna üzülürüz.

Şükrü Sağlam – İşte bu yönde sizin mutlaka Emirdağlı’ların yoğun olarak yaşadıkları Belçika’ya gelip, başta siyasiler olmak üzere sizin şahsınıza veya partinize olan ön yargıları kırmak için kendinizi mutlaka anlatmanız, tanıtmanız gerekiyor.
Murat Şahbaz-Peki Yurt dışında temaslarda bulunmak üzere gitmeyi düşünüyor musunuz?
Uğur Serdar Kargın –Mutlaka yurtdışına gideceğim. Oraya gezmeye değil çalışmaya gideriz. Çünkü benim gezmeye vaktim yok. İşin garip tarafı gezerken de ben yoruluyorum. Bir şey kazanacaksak giderim. Kim kazanacaksa giderim? Oraya Gurbetçiye ben bir şey kazandıracaksam giderim. Parasını almaya gitmem. Borç istemeye gitmem. Bağış istemeye gitmem. Sadaka mantığı ile Belediye başkanlığı yapma, yönetme anlayışı ucuz insan işi. Biz onu yapmayız. Oradaki insan geldiği zaman, biz gittiğim zaman ‘Bana demeli ki bizde şöyle bir potansiyel var, Hollanda da Asfalt kesme makinası gördüm, beton parke döşeme makinası var. Bunu da Emirdağ’a getirebilir misin?  Getirirsen şu şekilde yardımcı oluruz. Demesini beklerim. Parası lazım değil. Oradaki samimiyeti, görgüsü, bilgisi, tecrübesi, en büyük kâr. Ben O kârı buraya getirsem burası zengin olur.
Murat Şahbaz- Peki davet gelirse gider misiniz?
Uğur Serdar Kargın –Güçlü Projelerle kazandırmaya gideceğiz. Kandırmaya gitmem, kazandırırım. Az sonra da on tane kazandıranı getirir o kazanan. Devletin, Belediyenin gücünü hissettiririz. Bütün sorunlara kalkan biz oluruz. Parayı kazanan yeter ki bizim Gurbetçimiz olsun.
Röportajın 3.bölümü devam edecek...

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code