Ticker

6/recent/ticker-posts

Ad Code

reklam

GENT’TE HOCALI SOYKIRIMI KONFERANSI İLGİ GÖRDÜ

Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde 26 Şubat 1992’de Ermeni askerleri tarafından 613 kişinin hunharca öldürüldüğü “Hocalı Katliamı “nın 23ncü yılında ve 5 yıldır yürütülen “Uluslararası Hocalı İçin Adalet Kampanyası “kapsamında Belçika’nın önde gelen üniversitelerinden Gent Üniversitesinde bir konferans düzenlendi. Flux Öğrenci Derneği ve ThinkOut tarafından düzenlenen, İslam Konferansı Gençlik Formu-İKGF ve EMISCO tarafından desteklenen, “Belgelenmiş bir Soykırımın Anatomisi” adlı konferans öncesi, Dünya’nın birçok bölgesinde yürütülen etkinlikler çerçevesinde başlatılan “Light A Fire To Fight The Liar” (Yalancıyla Mücadele İçin Bir Işık da Sen Yak) kampanyasına mumlar yakılarak “Hocalı İçin Adalet” yazıldı, Hocalı katliamında hayatını kaybedenler için dualar okundu. T.C Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri Veysel Filiz’in kısa bir konuşma yaptığı bu bölümde kendilerinin de bu çalışmaya bir Milli Mesele olarak bakarak destek vermesinin nedeni, yaşanan haksızlıklara karşı duran bir Türkiye adına orada katledilen soydaşlarımızın unutulmaması ve Adaletin tesis edilmesi konusunda gerekli tüm süreçlerde insanlık adına taraf olduğumuzun göstergesi olduğuna işaret etti. Azerbaycan bizim canımızdır, orada ölenler bizim Kardeşlerimiz, Soydaşlarımızdır, onların canı yanınca bizim de canımız yanar, onların yarası sarılmadıkça bizim de yaramız kanar diyen Filiz, “Bugün yapacağımız en güzel şeyin kaybettiğimiz şehitlerimiz için birer Fatiha göndermek olacaktır, ancak hukuki zeminde konuyu takip eden ve bilimsel alanda da insanlığı bilgilendirmeye yönelik bu çalışmaların da yanında merhamet ve vicdan anlayışımız doğrultusunda bulunmaya devam edeceğiz ”dedi. Avrupa'da bir çok etkinliğe imza atan Sosyal Uyum İçin Avrupalı Müslümanlar Girişimi (EMISCO)’nun destek verdiği, Flux ve ThinkOut tarafından düzenlenen konferansta, Emisco Genel Sekreteri Bashy Quraishy, Gent Üniversitesi öğretim görevlisi Profesör Jan Dumolyn, Flux Başkanı Eda Öztürk ve ThinkOut Medya Sorumlusu Mehmet Köse’nin birer sunum yaparak, Hocalı Katliamı ‘nın soykırım olarak tanınması, uluslararası hukuk zemininde karşılık bulması ve Karabağ için adalet sağlanması konuları ele alındı. Hocalı Soykırımının çok yakın bir zamanda olması nedeniyle, her türlü kayıt, tanık ve videoların bulunduğunun altı çizildi. Organizatörler konferansın bitiminde bir basın açıklaması yayınladı. Yayınlanan bildiride; "Paris’te Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırının ardından dünyanın ayağa kalktığını, bazı ülkelerde yürüyüşler, dayanışma törenleri düzenlendiğini hepimiz izledik ve birçoğumuz terörü lanetledik. Ancak, bir taraftan o insanlar anılırken, aynı günlerde Nijerya’da, Myanmar'da, Irak’ta, Sincan'da, Suriye’de, Filistin’de binlerce insan zulme uğramaya devam etti. Ama bu insanlık susoykırım_anatomisiçları dünya tarafından göz ardı edildi. Hocalı'daki katliamın da üstü bir şekilde hep örtülmeye çalışıldı. IŞİD, yaptığı katliamları büyük bir propagandayla duyuruyor, ancak dezenformasyonun ve bu tür propagandanın öncülüğü ve icadı Işıd’a ait değil. 23 yıl önce zamanın Ermeni güçleri bunu Hocalı'da yaparken, farklı farklı coğrafyaları farklı yöntemlerle suçsuz olduğuna inandırmayı başarmıştı. 23 yıl önce eğer “senin terörün, benim terörüm, büyük terör, küçük terör” ayrımları olmasaydı, başta Srebrenitsa’da katliam ve bugün işlenen katliamları görmezdik. Maalesef bugün halen dünya adaletli bir şekilde katilin karşısında bir mekanizma oluşturamadı. Uluslararası Hocalı İçin Adalet Kampanyası’nın çok cesaretli bir girişim olduğuna inanıyoruz ve bu girişime destek vermenin bir insanlık görevi, bir vicdan borcu olduğunun bilincinde olarak Flux Öğrenci Derneği, ThinkOut, İKGF ve EMISCO Belçika’nın önde gelen Üniversiteleri arasında olan Gent Üniversitesinde bir anma töreni ve “Belgelenmiş bir Soykırımın Anatomisi” konulu bu konferansı tertip etmiş bulunuyoruz. Amacımız sürekli gündemi meşgul eden sözde soykırım iddialarını değil kanıtlanmış bir soykırımın sorumlularını konuşup, güçlü lobilerin yalanlarını deşifre ederek Dünya’nın vicdanını sorgulamaktır. 57 İslam ülkesinde, 12 ülkenin parlamentosunda ve ABD’nin 17 eyaletinde Hocalı Katliamı'nın “soykırım” olarak kabul edildiğini biliyoruz ve Dünya’nın bir çok bölgesinde yürütülen etkinlikler çerçevesinde başlatılan “Light A Fire To Fight The Liar” (Yalancıyla Mücadele İçin Bir Işık da Sen Yak) kampanyasına bizler de destek vererek bu töreni ve konferansı gerçekleştirdik. Çalışmamızın amaçlarından bir diğeri ise, Hocalı Katliamı'nın soykırım olarak tanınması, uluslararası hukuk zemininde karşılık bulması ve Karabağ için adaletin artık sağlanmasıdır” denildi. Konferansın açılış konuşmasında sunum yapan Flux Yönetim Kurulu Başkanı Eda Öztürk Hocalı katliamıyla ilgili bir sunum yaparak belgelenmış olmasıyla beraber bir çok kuruluş tarafından tanınmış bu soykırımla ilgili uluslararası alanda somut adımların gelmemesinin insanlık adına bir utanç olduğunu vurguladı. Bu Katliamın baş suçlularından olan Serj Sarkisyan'ın halen Ermenistan Devlet Başkanı olarak görev yapmasının da başka suç islemeye meyilli liderleri cesaretlendirdiğine inandığını vurguladı. Bu sene kampanya çerçevesinde yürütülen çalışmaların Çanakkale ve Gelibolu anma törenlerine kadar devam edeceği ve “JusticeforKhojaly.org” sayfasındaki kampanyalara destek verilmesinin önemli olduğu konularında çağrıda bulunan Öztürk her birimizin bu konuda hassas olması gerektiği üzerinde durdu. Gent Üniversitesi Tarih Profesörü Jan Dumolyn yaptığı heyecanlı konuşmada buna benzer acıların paylaşılması gerektiğini, tarihten dersler çıkartılarak yeni sayfaların açılmasının zamanı geldiğine değindi. Katliamlarda ve soykırımlarda sayının önemli olmadığı ancak 1915'te Anadolu'da yaşanan felaketin ve İkinci Dünya Savaşı esnasında Avrupa'daki holokostun yakın tarihimize damga vurduğunu ifade etti. 1915 olaylarının 100. yılında Ermenilerle Türklerin arasında yaşanmış trajedik olayların siyasetçiler için kendi çıkarları doğrultusunda fırsat olarak değil, gerçeklerin bilimsel olarak ortaya çıkartılacak hafızaları etkileyen bilim ve eğitime ait bir süreç olması gerektiğine inandığını söyledi. Türkiye’nin bu doğrultuda tarihçilerin devreye girmesi çağrısının mantıklı olduğuna vurgu yapan Profesör Dumolyn, bu ve benzeri olayları barışçıl yollarla çözmenin en doğru yöntem olduğuna inandığını söyledi. Benzer trajedilerin Cezayir’de, sömürge döneminde ve sömürge sonrası Afrika’da ve bugüne kadar bir çok coğrafyada halen yaşanması da Avrupalıların sessizliğiyle mümkün olduğuna işaret etti. Bashy QuraishyToplumsal Bütünlük için Avrupalı Müslümanlar Girişimi (EMISCO) Genel Sekreteri Bashy Quraishy yaptığı konuşmada Soykırımlar ve Toplu katliamlar Tarih’te sürekli yaşanmış durumlardır ancak modern zamanlarda bunların tekrar yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi. Bunun önlenmesi ancak BM’nin katkılarıyla olabilir, maalesef az sayıda güçlü devletin denetiminde olan bir BM’nin bunu gerçekleştirmesi mümkün değildir. "Madem 1915'i konuşuyoruz, tam da bu noktada şunu söylemek isterim: Müslüman kimliği olan Türkiye hükümetlerarası kuruluşlarda eşitliğin sağlanmasında kilit rol oynayabilir ve Müslüman ülkelerin sesi olabilir. Mevcut Türkiye Hükümetine bu bağlamda ciddi görevler düşüyor. Maalesef, 100. yılını yaşadığımız 1915 olaylarını başta Fransa olmak üzere bir çok Avrupa ülkesi Türkiye'nin AB üyeliğini engellemek için kullanmakta, oysa bu öngörüsüz popülist akıl böyle düşünmeye devam ederse, tüm farklılıklarıyla birlikte yaşamayı beceren barışçıl bir Avrupa daha uzun yıllar hayalimiz olarak kalacaktır" dedi. Son konuşmacı olan ThinkOut Temsilcisi Mehmet Köse yaptığı sunumda İnsan Hakları alanında yaşanılan çifte standartların üzücü olduğuna ve toplumların artık kurumlara inanmamaya başladığına vurgu yaparak bu tür faciaların kısa vadeli siyasi popülizmden ayrıştırılarak daha sivil bir ortamda çözüme adil bir şekilde kavuşturulması gerektiğine inandığını söyledi. Huzurun ancak bu şekilde bulunacağını söyleyen Thinkout temsilcisi BM’nin bu konuda son derece yetersiz olduğunu ve Adaletin yerine getirilmesi için acilen reforma ihtiyaç duyulduğuna vurgu yaptı. ThinkOut ’un karşılıklı saygı ve anlayış olmadan, acılar paylaşılmadan, yaralar sarılmadan toplumların güçlü yarınları olmayacağına inandığını vurgulayan Mehmet Köse, Hukukun herkese eşit olarak sağlanması için Hocalı Soykırımı benzeri tüm trajedilerde insanlıktan taraf seslerini duyuracaklarını ifade etti. Gent Üniversitesinde düzenlenen konferansa, TC Brüksel Basın Müşaviri Veysel Filiz’in yanı sıra, Azerbaycan-Belçika Dostluk Cemiyeti Başkanı Ayhan Demirci, ThinkOut Derneği Başkanı Bekir Güneş, Tösed Business Türk yönetim kurulu üyesi İlyas Çolak, Cojep Belçika Başkanı İsmail Gülbaş ve Danışmanı Erol Top ile Gent Üniversitesi öğrencileri katıldı. Konferans verilen bir resepsiyonun ardından son buldu. Arşiv: Belturkhaber Mart 5, 2015, 2:37 am | Etiketler: Bashy Quraishy, Cojep Belçika, EMISCO, JusticeforKhojaly, Light A Fire To Fight The Liar, soykırım, Tösed Business Türk, ThinkOut |

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code