Kısa adı UETD olan Avrupa Türk Demokratlar Birliği 14 Aralık
Operasyonundan sonra yapılan yanlış algı propagandasının gerçeklerini
Avrupa Parlementosu önünde bir basın bildirisi yaparak duyurdu. UETD
Başkanı Basir Hamarat ve Yönetim kurulu üyelerinin katılımı ile Avrupa
Parlamentosu önündeki Lüksemburg meydanında yapılan basın açıklaması
KAMUOYUNA DUYURU
Türkiye‘de
14 Aralık’ta yaşanan gelişmeler sonrası kimi Avrupalı siyasetçilerin ve
medya mensuplarının tek taraflı elde ettikleri bilgiler ışığında yanlış
yönlendirildiklerini büyük bir endişe ile izlemekteyiz.
Avrupalı
Türkler olarak tek amacı Türkiye’nin imajını zedeleme gayreti olan bu
algı operasyonundan ve bunun kimi çevrelerde oluşturduğu negatif algıdan
duyduğumuz rahatsızlığı kamuoyuna duyurmak üzere bugün burada toplanmış
bulunmaktayız.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuvvetler ayrılığını
ilke edinmiş, parlamenter bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü
kavramı; suç işleyen veya suça karışan herkesin şan, şöhret veya vasfına
bakılmaksızın kanun önünde hesap verebilir olması anlamına gelmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin bugün itibari ile uyguladığı ve
demokrasinin vazgeçilmezi olan hukukun üstünlüğü kavramından rahatsız
olmak, bir demokrat olarak mümkün değildir.
14 Aralık’ta tamamen
hukuki bir işlem sonucunda gözaltına alınanlardan hiçbiri fikir
özgürlüğü veya gazetecilik faaliyetleri kapsamında suçlanmamaktadır.
Gözaltına alınanların toplam 31 supheli arasinda gazeteciler,medya
yöneticileri, TV yapimcilari, senaristler ve farkli kidemlerde görev
yapmis Polis memurlari bulunmaktadir. Uluslararası medyadaki haberlerde
operasyona neden teşkil eden suç iddiaları göz ardı edilmektedir. Oysa
fotoğrafın tamamını görmek için operasyonun tüm ayrıntılarıyla ele
alınması gerekmektedir.
Türkiye’de hâlihazırda demokrasinin gereği
olarak,çok sayıda hükümet muhalifi basın kuruluşu (Gazete, tv, vs)
bulunmaktadır. Savcılık tarafından örgüt bağlantısı suçlaması yapılan,
ancak mağdur rolünü oynayan malum medyada ve takipçilerinde çoğu zaman
hükümete yönelik hakaret içerikli ifadelere bile rastlanmaktadır. Buna
rağmen Türkiye’de herhangi bir gazeteye yayın sınırlaması getirilmesi
söz konusu değildir.
Türk Anayasası’nın temelini oluşturduğu hukuk
düzeninde, savcıların adım atmasını gerektiren yeterli şüphenin oluşması
durumunda hukuki süreç başlatılmaktadır. Bu da takdir edersiniz ki
tıpkı Batı demokrasilerinde olduğu gibi, hukuk devletinin bir gereği ve
topluma vermiş olduğu adalet kavramının teminatıdır. Bu gerçeğe
rağmen,malum medya kuruluşlarınca Türkiye içerisinde ve uluslararası
medyada bu operasyonun keyfilik ile yapılmış olduğu algısı oluşturulmaya
çalışılmaktadır.
Herhangi bir şahsın gazeteci olması ona yasadışı
örgüt faaliyetlerinde bulunma imkânını ve buna bağlı olarak
dokunulmazlık hakkını sağlamaz. Uluslararası kamuoyunu bu hukuki sureci
anlamaya ve hukuk devletine saygıya davet ediyoruz. Malum medya
kuruluşlarında sürekli olarak pompalanan yanlış algıyı
veTürkiye’yidışarıya şikayet eden tavırları şiddetle kınıyoruz. Destek
ve güç aldıkları odaklarını otorite kabul ederken ülkesinin seçilmiş
hükümetini otorite olarak görmeyen bir düşünce yapısını milletimizin
takdirine sunuyoruz.
Son olarak; soruşturmanın hiçbir dini veya
kültürel grubu hedef almadığı adli mercilerce defaten açıklamıştır.
Nitekim bazı kişiler ifadeleri alındıktan hemen sonra serbest
bırakılmışlardır. Bağımsız yargının başlatmış olduğu bu hukuki sürece
yasamanın veya yürütmenin herhangi bir müdahalesinin olması söz konusu
değildir.
UETD olarak gelişmeleri yakından takip etmekteyiz. Hızlı
ve adil, herhangi bir spekülasyona ve malum medyanın algı operasyonuna
mahal vermeyecek bir soruşturma olmasını ümit etmekteyiz.
UETD Belçika
0 Yorumlar