Toplum adına idealleri olan bir insanın bundan vazgeçmesi bir çeşit intihar sayılır!
Bundan
dolayı ideallerimizi hayata geçirebilmek adına, bir çok zorluğun
üstesinden gelebileceğimize inanarak yol almak durumundayız.
Profesör
bir büyüğümün anlatımıyla; "Zor bir yolda yürümek mecburiyetinde olan
insanlar; yolda yürümeye başlamadan önce, gönüllerinde ve zihinlerinde
yürümek ve yol almak zorundadırlar. Evvela, 'bu yolu ben nasıl aşarım?'
korkusundan kurtularak yola çıktıklarında görürler ki, yol zor da olsa,
bir müddet sonra aşılmış, yürünmüş ve hedeflenen yere gidilmiştir. İşte o
zaman insanların yüreklerinde, aslında yolun zannedildiği kadar
zahmetli olmadığına ve bütün sıkıntılı yolların aşılabileceğine dair bir
iman doğar.."
Bu yolculukta dostlarımızı sevmeliyiz, fakat
toplumun adına bir idealimiz varsa, davamızı daha çok sevmeliyiz! Ne
zaman? İdealimiz bireysellikten ziyade, toplumsal bir önem taşıdığı
zaman..
Öyleyse dostlarımızı da, eşlerimizi de davamızın seyrine
uygun seçmemiz gerekir elbette.. Gönül birliğimizden önce, fikir
birliğimiz olmalı, yola çıkacağımız insanlarla. Böylece, yolculukta
karşımıza her ne çıkarsa cıksın, çalışmalarımızın aksamayacağına dair
bir 'dost' güvencemiz olmuş olsun..
Dostluk sadakati; yol
arkadaşlığı'nın vazgeçilmez en başlıca kuralıdır. Dost sözü dinlemeyenin
yolculuğu çetin geçer. Kaldı ki, dostuna sadakatsizlik edenle zaten
mesafe kat edilmez. O sadakatsizlik zamanla kangren olur, kangren ise
insana koca bir parçayı kesmek zorunda bıraktırır.
O halde insan,
henüz yolun başındayken sağlam seçmeli yolarkadaşlarını. Geçmişte
yaşanan tecrübelerini sağlıklı değerlendirmeli. Tecrübe; insanın başına
gelende değil, başına gelenden aldığı derste saklıdır. Ders alınmayan
bir hadiseye 'tecrübe' demek abes olur..
Bazen anlık meselelerde
anlamakta zorluk çekeriz olan biteni. Bir bakarız, hiç olmadık
kargaşaların ortasındayız. Bir bakarız, hiç tahmin edilmeyen
yükselişlerde buluruz kendimizi. Fakat böylesi hadiselerde bile ya
dostlarını dinlemeli insan, ya da zamana bırakmalı..
Dost
dinleyen, sıkıntılardan korunmak üzere bir zırh giyinmiş gibi sağlama
alır kendini. Zamana bırakan ise, yara bere içinde kalınca anlar dosta
sadakatin önemini..
Öyleyse, öfkeye öfkeyle değil, gürültüye
gürültüyle değil, sabırla yaklaşmalı insan. Hele ki, bir dost tavsiyesi
fısıldanıyorsa kulağınıza, söyleyenin haline değil, söylenenin
ehemmiyetine odaklanmalı insan..
Toplum adına fayda sağlayacağına
inandığımız ideallerimizi, öncelikle Hak-Batıl terazisinde tartarak,
sonra konuya vakıf dostlarla doğru-yanlış istişaresinde bulunarak ve son
olarak gönül dünyamızda dost-düşman ayrımını iyi yaparak yol almak
gerekir.
Dost seçimini, yolculuğa çıkmadan önce yapmak gerekir!
Üstad Şair'in dediği gibi: "Yola çıktıklarını, yolda bulduklarına
değişirsen; Hem yolunu kaybedersin, hem dostunu.."
Sevgi ve Dualarımla,
Fetih Feytullah.
0 Yorumlar