Ticker

6/recent/ticker-posts

Ad Code

reklam

Şukufe Okulda

Geçen gün oğlum Şamil Efecan ile kızım Şerife Buse’yi okuldan almaya gittim. Bir parantezle belirteyim, bizim çocukların jenarasyonun isimleri hep böyle çift çift. Anne babanın
düşündüğü isimlerin yanına babaanne ve dedeninki de eklenince ortaya Emrulllah Emir’ler, Saadettin Aytaç’lar, Hayriye Tuana’lar çıktı.
Ne diyordum. Hah, okulu diyordum. Geçen çocukları almaya gittiğimde komşum Hamide’yi okulun önünde beklerken, çok düşünceli gördüm. Yılbaşı hindisi gibi yere bakıyor, belli ki kafasına bir şeyleri takıyordu. Aklıma oğlu Nurullah Taylan geldi. Yerinde duramayan her dakika bir vukuat çıkaran bu çocuğun derdiyle dertlenip dururdu zaten hep.
Selam verdim hal hatır sordum.
‘’ Şukufe sorma. ‘’ dedi. ‘’Gene kavga etmiş bir çocukla. Ben de ne yapacağımı şaşırdım.’’
‘’ Yani Hamide senin oğlan da az değil ki . George Martin, Game of Thrones’ u yazarken Jeffrey için senin oğlandan ilham almış sanki. Vurduğu vurduk kırdığı kırdık anacım. Geçenlerde Efecan’la da kavga etmişler. Çocuğun kafası şişmiş. Mecazi değil kız, gerçekten yumurta kadar şişlik vardı çocuğun kafasında. Efecanın babası gelip sizle konuşacaktı da ben tuttum. Akşamları Hamidelerin kapısında Taylan’ı şikayet kuyruğu Hollanda sınırına kadar uzanıyor, gidersen çok sıra beklersin dedim. Sahi siz nasıl başediyorsunuz gelenlerle? Numaramatik filan taktırın da, kapıda karışıklık olmasın bari. ‘’
Belli ki Hamide bu sefer baya dertliydi. Söylediklerimin yarısını duymadı bile. Dalgın dalgın sözlerine devam etti.
‘’ Bilmiyorum Şükufe. Artık öğretmenleri de başedemiyor. Geçen gittim konuştum öğretmeniyle. Naparsanız yapın bu çocuğu, eti sizin kemiği benim dedim. ‘’
‘’ Hamide senin pek flamancan yoktur. Nasıl söyledin onu? ‘’
‘’ Nasıl diycem işte ‘’zijn vlees is voor je , zijn been is voor me’’ dedim ‘’
‘’ Hah, olduğu gibi flamancaya çevirdin yani güzelim deyimi. ‘’
‘’ Neyse ne Şükufe. Sen de benim halimi düşünmüyorsun da türkçeyi düşünüyorsun. Ahh işte, zamanında babası yüz verdi buna. Birisi sana vurusa sakın altta kalma sen ona iki kere vur dedi. Sen bana beni dövdüler diye şikayetle gelme , başkası gelsin seni şikayet etsin gerekirse dedi. Dövülme döv dedi.’’
‘’ Olur mu öyle şey kız. Turgut abi çok ayıp etmiş ve bunun yanında çok da cahilmiş doğrusu. Bir defa söylediği şeyler fizik kurallarına aykırı. Newtonun 2. Hareket kanunu nu hiç mi duymamış? Etki tepki kanunu diye bir şey vardır Hamide. Her etkiye eşit ve zıt yönlü bir tepki olur. Mesela sen kalkıp duvara bir tekme atsan , duvar da eşit ama zıt yönlü bir tepki gösterir. Duvara vurdugun kadar ayağın acır. Yani kavgada dayak yiyen ve dövülen diye bişey yoktur anacım , herkes hasar görür.’’
‘’ Ne bilsin o Niftonu miftonu. Sen ona Kurtlar vadisini sor, anca onu bilir. Zaten yavrucağızım da Vadi nin son sezonundaki Mematiye döndü Şükufe. Almadığı hasar kalmadı çocuğun . Niftonun dedikleri doğruysa demek ki , hep dayak yeyip yeyip gelmiş bizim çocuk...’’
Hamide’nin ağlamaklı halini görünce ben de bir tuhaf oldum. Çocuk yetiştirmek , hele de yabancı bir memlekette kendi kültürünü de koruyarak bunu yapmak ne kadar zor şeydir ancak derdini çeken bilir. Biraz teselli etmek istedim.
‘’Çocuk yetiştirmek kendini yetiştirmekle başlar Hamide. Bilmiyorsan açıp okuyacaksın . Bak Yenivatan’da Hüsnü Can yazıyor, O’nu oku mesela. Olmadı tut kolundan götür bir uzmana. Dönüşü olmayan bir yol gibi bu bacım. Return tuşu yok çocuğun, geriye saramıyorsun. Formatta atamıyorsun çocuğun kafasına .Ne öğrendiyse o kalıyor. Bunlar büyüyecek büyük adam olacaklar. ‘’
‘’ Aman Şükufe. Birşey Olmaz bu çocuktan. Okuyacağa da benzemiyor. Eniştemgillerin döner dükkanına veririm çalışır eğer okumazsa. Zaten biliyorsun, buralarda zor, okuyup bir yerlere gelmek’’
‘’Ah Hamide ah! Şu Belçika’ya az doktorlar mühendisler kazandırmadık sanki. Kız Demir Kar’ları Bahtınur Gözdemir’leri de senin gibi analar yetiştirmedi mi? Bu seçimlerde Flaman meclisindeki sayımızı ikiye katladık. O eskidenmiş. ilk gelenler ellerinden gelenin en iyisini yapmış, sıkıntısını çekip bugünler için bize zemin hazırlamış. Şimdi sıra bizde Hamide. Daha ileriye gitme, en iyisini yapma sırası bizde... ‘’
Hamide kendi derdini anlatmaya çalışırken birden benim derdimin içinde buldu kendini... Birbirimizin derdiyle dertlenirken, yapmamız gereken belkide, bir olup, birlik kapısına adım atmakla başlamak çözüme. Zaten birbirimizden başka kimimiz var ki şu memlekette?

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code