Göç Hikayeleri Röportajlarımızda Belçika'ya ilk gelen insanlarımızın
hayat mücadelesi, Türk'ün keskin zekasını kullanarak dil, ve kültür
farkı açığını nasıl kapattığını bulacaksınız.
10 Mayıs 1930
Suvermez köyü doğumluyum.1965 senesinde Karlı bir Ocak ayında Belçika’ya
turist olarak Haydarpaşa istasyonundan kalkan bir trenle umuda
yolculuğum başladı.Almanya Köln’e kadar sorunsuz olarak devam eden
yolculuğumuz Köln istasyonunda kontrollerle son buldu.Yanımdaki diğer
turist arkadaşlarla 3 gün pasaportlarımıza el konuldu ve orda
bekledik,Bu esnada oradan bir taksi ile anlaşmak sutretiyle Belçika’ya
geçmek için anlaştık;ancak Belçika gümrüğünden giremeyip,tekrar
döndük.Bu esnada orada tesadüfen tanıştığımız bir başka Türk vatandaşı
taksici bizi Belçika’ya belirli bir para karşılığı sokabileceğini
söyleyince onunla anlaştık.Ve nihayetinde kaderbirliği yaptığımız 4
arkadaşla beraber Belçika’ya giriş yaptık. Belçika’ya geldikten bir ay
kadar sonra bir transport şirketinde paketleme servisinde işbaşı
yaptım.6 ay sonra permi(çalışma belgesi)miz olmadığı için bazı
arkadaşları patron işten çıkarttı.Bu arada hala hazırda Belçika ile
aramızda resmi işgücü antlaşması henüz yapılmamış,Brükselde ateşelik
nezdinde temsil ediliyorduk,buraya müracaat edip permisiz çalıştığımızı
Belçika çalışma bakanlığından bizlere çalışma müsadesi verilmesi için
talepte bulunduk.Talebimiz yazışmalardan sonra kabul edildi ve resmen
işçi statüsü ile çalışma müsaadesi almaya hak kazandık.
TURİSTLİK ÇOK ZOR
İlk
geldiğimiz zamanlarda normal bir aile düzenimiz yoktu,Bekar evlerinde
bir odada 2 arkadaş kalıyorduk.Yemek ve temizlik ihtiyaçlarımızı
kendimiz karşılıyorduk.Türk esnaf olmadığı için alış verişlerde çok
zorlanıyorduk;dil bilmediğimiz için ihtiyacımız olanları dükkandan alıp
parayı avucumuzda açıyor,dükkan sahibinin vicdanına
bırakıyorduk.sonraları bunun böyle devam edemeyeceğini anlayıp
ailelerimizi de yanımıza getirtmenin şart olduğunu anlayıp istek yaptık.
Nufus çoğaldıkça dükkanlarımızda artık yavaş yavaş açılmaya
başladı.İşçi olarak gelip kısa bir sürede ihtiyacımız olan parayı
toparlayıp dönme planlarıyla geldiğimiz Avrupa’da 50.yılımızı
dolduruyoruz.
BELÇİKA DA GENERAL OLDUM
Gurbette
olupta turistlik çeken insanların mutlaka unutulmaz anılarıda
vardır.Benimde hiç unutamadığım anılarım var;sanırım 1975 senesiydi. O
zamanlar dünyada olduğu gibi Belçika’da benzin sıkıntısı
vardı.Gündüzleri insanların özel araçlarını kullanmaları akşam saat
20:oo a kadar yasaklanmıştı.Natoda görevli paşalarımızdan birtanesinin
şoförlüğünü yapan bir arkadaşın aracı ile Zele’ye gitmemiz
gerekiyordu.O günde araç kulanma yasağı gece 24:oo a kadarmış biz 20:oo a
kadar sanarak yola koyulduk hiç bir kontrole takılmadan Zele’ye
vardık.işlerimizi halledip tekrar Brüksel’e dönmemiz icap ettiğinde ya
gece yarısına kadar orda bekleyecek;yada başka bir çare düşünecektik.
Türkün keskin zekası heryerde olduğu gibi burada da kendisini
gösterdi.Şöför arkadaş sen merak etme saadece benim dediklerimi yap
dedi. Karanlık ve yağmurlu bir gecede yolculuğumuza başlamıştık ki;2
tane Jandarma polisinin ikazı ile aracımızı yolun kenarına çekmek
zorunda kaldık. Jandarmalar kimsiniz? bu saatte yolculuk yapmak
yasak,kurallara neden uymuyorsunuz şeklinde flamanca şoför arkaşı
sorguya çekiyordu. -Arkadaş üzerinde kendi kimliğini gösterip beni de
işaret ederek Kordiplomat General dedi. jandarmalar hemen aracın ön ve
arka plakalarını kontrol edince aracın diplomat aracı olduğunu anlayıp
hemen hazırola geçip bizi selamladı ve yolu açtı. Bu anımı dün gibi
hatırlar ve tebessüm ederim.
İLK TÜRK CENAZE CEMİYETİ
Avrupaya
1960-1965 yıllarındaki işçi göçünün başlaması ile işe
yerleşip,Türkiye’den Ailelerini de yanlarına aldıran Emirdağlılar 1970
yılından itibaren vefat eden işçilerin cenazelerini Türkiye ye göndermek
için işçiler kendi aralarında para toplamaya başlarlar,bir kaç
cenazeden sonra bunun bu şekilde yürümeyeceğini anlayıp bir araya
gelerek ilk sosyal yardımlaşma ve dayanışma cemiyeti olan Cenaze
cemiyetini kurmuşlardır. Bu cemiyette Emirdağ’a bağlı her köyün birer
temsilcisi seçilerek resmi olmayan bir statü ile imece usulü soyal
dayanışmayı başlatırlar.Diyanet Cenaze cemiyeti ise bizden 15 sene sonra
kuruldu.Şu an Bu cemiyet 2006 yılında HUZUR asbl adını alıp Belçika
Devleti tarafından faaliyetleri denetlenen resmi bir dernek statusü ve
4500 üyesi ile Belçika Brüksel’de faaliyetlerine devam
etmektedir.Kuruluşundan bu tarafa 42 yıldır bu görevi severek idari
sorumluluğunu Emirdağ Suvermez köyünden Fikret Köse yapmaktadır.
Röportaj/Fotoğraf:Şükrü Sağlam
0 Yorumlar