Büyük bir gemi düşünün… Tüm insanlar içine binmiş bir yolculuğa
çıkmışlar. Günler, aylar yıllar, yüzyıllar birbirini kovalarken, gemi
hala engin denizlerde yoluna devam ediyor. Bir ara bir ada görülüyor.
İnsanların ihtiyaçları
için
çok kısa bir müddet için adaya çıkmalarına müsaade ediliyor. Herkes o
heyecanla adaya dağılıveriyor. Kimi, adanın rengarenk güzelliklerine,
kimi meyvelere, kimi başka şeylere dalıveriyor. Çok kısa kalınacak
olmasına rağmen biri ev yapmaya başlamış, biri uzun soluklu hayaller
kurmaya başlamış bile. Birileri yanına alamayacağını bile yığıyormuş,
yığıyormuş… Beraberlerinde götüremeyecekleri yığmaya çalışanlarla dolup
taşmış ada. Ara sıra, onları uyarmaya çalışanları duymuyorlarmış,
aldırış etmiyorlarmış.
Ama, işin farkında olan birileri, çok kısa
zaman içinde gerekli ihtiyaçlarını hazırlayıp dönüvermişler gemiye.
Çünkü gemiyi kaçırdıklarında bir daha geri dönemeyeceklerini, iş işten
geçeceğinin farkındalarmış.
Eyvah… Bakar mısınız :
“-GEMİ
KALKIYOR, GEMİ KALKIYOR…!” Gemiden sürekli yükselen bu çağrıyı, adanın
güzelliğine kaptıranlar duymuyorlar bile. Daha fazla şeyler alabilmek,
daha fazlasına sahip olmak, daha fazla yığmak hırsı hem kulaklarını
sağır, hem de gözlerini kör etmiş.
Vee… Gemi kalkıvermiş…
Adayı mesken edinenler, tuhaf, şaşkın, hazırlıksız biraz da pişman gözlerle geminin ardından bakarak kalıvermişler…
Ha tren, ha gemi… Halimiz aynı değil mi. Uzun bir yola çıktığımızın
farkına varmadan, bir anlık kalacağımız dünya adasında, sonsuz
kalacakmış gibi hırs içinde çırpınıyoruz, koşturuyoruz, yığıyoruz.
Halbuki, dünyada kalmak için ne kadar da az zamanımız var. Asıl aleme
giden bir yolcu olduğumuzu unutup, bir anlık dünya hayatını cennete
çevirmeye çalışıyoruz. Halbuki her gün günde beş defa çağırıyorlar:
“ALLAH-U EKBER… GEMİ KALKIYORRRR”
Hiç farkında mısınız, bu çağrıya kulağını tıkayanların meşguliyetleri
hiç bitmiyor, sürekli koşturuyorlar. “Vazgeçemem” denilen ne kadar da
dünyalık var değil mi… Ama insan gemi kalkınca hepsinden vazgeçmek
zorunda kalıyor. Bütün dünya senin olsa, mezarına kefenden başka neyini
koyuyorlar…
Hani şair diyor ya:” Şu ömür treninde hızla ilerlerken
ben, bahar gibi süslenmiş dünyayı güzelce seyredeyim derken, “Hadi
durağa geldik!” dediler, hemen çekiverdiler. Yolcular ise bazen genç,
bazen yaşlı.. Bir bakışlık değil mi zaten her şey…”
Ömür dediğin
nedir ki zaten… Hani bir eski resme bakarken, hani yılları sayar da
insan, hani gözleri dolar ya birden.. İşte öyle bir şey bu… Sen, bunu
yaşı ilerlemiş, beli bükülmüşlere sor bakalım.. Gözleri dolmuş,
ağlamaklı bir halde, sadece “Keşke…”lerle başlayan cümleler duyacaksın..
İnsanın daha doğduktan hemen sonra sağ kulağına ezan, sol kulağına
kamet okunarak, doğumla birlikte ölüm hatırlatılarak adeta:”Bak ey
insan! Ezanın ve kametin okundu. Sadece bir cenaze namazının kılınması
kaldı. Ona göre yaşa!” denilmiyor mu…
Bence aklını başına al… Bir düşün…
Dünyada ne kadar kaldın? diye soracaklar sana… “Bir ağacın altında
dinlendiğim, çok kısa bir mola kadar. Sadece o kadar..” diyeceğin zamana
hazırlık yapıyor musun…
Gül solar, ses kesilir, elma çürür. Göz
görmez olur, dere kurur, kulak duymaz. Böylece yavaş yavaş terk etmeye
alıştır kendini, dünyayı…
Başında ağaran saçlar, dermansız kalan eller ayaklar, fersiz kalan gözler… Hep bağırıyor sana: GEMİ KALKIYORRRR…
Yahya Kemal, ne güzel ifade etmiş « Sessiz Gemi » şiirinde.. Her şey
gibi O da haykırıyor « GEMİ KALKIYOR” diye… Ama duyabilene…
« Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki,giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden… »
Sen sanki, « Sessiz Gemi Yolcusu » değil misin ki… Sen de bineceksin bu gemiye… Sen…
Yayımlandığı tarih: 17 Kas 2014 @ 16:21 Tekin Deniz-BelTürkHaber©
0 Yorumlar