Ticker

6/recent/ticker-posts

Ad Code

reklam

BURHAN ÖÇAL:BALKANLAR RİTİM VE MELODİLERİYLE HENÜZ KEŞFEDİLMEMİŞ BİR BÖLGE


Europlaia Sanat Festivali etkinlikleri çercevesinde Brüksel Kraliyet Güzel Sanatlar Sarayı'nın yolunu tuttuğumda Brüksel'in o bildik puslu ve hafif yağmur çişeleyen havası şehrin sesliğine ayrı bir gizem katıyordu. Paris'te 13 Kasım akşamı yaşanan Terör saldırısının artçı sarsıntılarını iliklerine kadar hisseden Brüksel sakinleri Hafta sonu, hemde cumartesi akşamı olmasına rağmen o saatlerde cıvıl cıvıl olan sokakları ıssız bırakmıştı. Sırtımda fotograf makinamın olduğu çantamla Hızlı adımlarla soluk soluğa vardığım Bozar'ın kapısındaki eli silahlı nöbet tutan Asker sokakların ıssızlığını hemen yüzüme vurmuştu. Konser Salonunun olduğu bölüme geçip Darbukla ile dans eden adamla tanışağım içinde oldukça heyecanlıydım. Hakkını yemeyelim Bu Konsere Rabia abla'nın daveti üzerine gidiyordum. Rabia Kaçar, O' nu Belçika'da tanımayan yoktur. Bozar'da çalışan Eşi Tony ile bu konserin düzenlenmesi için epey zahmete katlanmışlar. Burhan Öçal ve Trakya all Star grubundan önce sahne alan Aka Balkan Moon grubunu bildik enstrümantaller eşliğinde bizden ezgiler ve melodileri sılılmadan izlerken omuzuma dokunan Tony beni kulise davet ediyordu. Kuliste arkadaşları ile sohbet ederken gördüm ilk defa Burhan Öçal'ı. Sıradan senin benim gibi bir insandı. Ama samimiydi. Rabia Hanım bizi tanıştırdı. Başladık sohbete. Bakalım neler konuşmuşuz....
Şükrü Sağlam: Burhan Bey, öncelikle sizi tanıyabilirmiyiz?
Burhan Öçal : Valla çok zor soru! Ne diyeyim.Trakya Kırklareli doğumluyum. Bu akşam çalıp söyleyeceğimiz müziklerle doğup, büyüdüm. Çocukluğumdan bu tarafa müzik içime öyle bir işlemiş ki; Yunus gibi. Bu müzüği Roman kardeşlerimizle birlikte sürüdürüyoruz. Çok defa yurtdışına konserlere gidip, geldim. Fakat Bu müzük o kadar benim ruhuma işlemiş ki bunu sadece onlarla birlikte yaşayabiliyorum.Tatmin olabiliyorum. Dolayısı ile bu geceyi özetleyecek olursak, gerçek, pür, katkısız Trakya müzüğini icra edeceğiz.
Şükrü Sağlam: Birlikte çalıştığınız Trakya All Star grubu ile Başta Türkiye olmak üzere Yurtdışında da konserler verdiniz, Birazda Yurtdışı konserlerinizden bahsedermisiniz?
Burhan Öçal : Enterasan, 15 yıl önce buraya geldiğimizde vatanıma bir şükran borcumu ödeyeyim dedim. Başta pek ciddiye almadık bir Trakya- Roman albümü çıkartalım dedik. Fakat başka örneği olmayacak bir grup orada kendiliğinden oluştu.Bence Balkanlarda Goran Birogoviç varsa Türkiye'de de bu grup var. Balkanlarda böyle bir grup daha yok. Balkanlar henüz Ritimleriyle, müzikleriyle keşfedilmemiş bakir bir bölge. İçerisinde trajediyi bile neşeli bir şekilde yorumluyorlar.O yüzden kendimi şanslı hissediyorum.
Şükrü Sağlam: Yurtdışı Konserleriniz esnasında yaşayıpta unutamadığınız bir anınız oldumu?
Burhan Öçal : Bir gün konser vermek üzere Yurtdışında çıktık. Konser salonuna girmek için 1o tane kapı var. Proğram başlamadan önce kulisten Sahneye kontrol için çıktım müthiş bir alkış geri döndüm, Hangi kapıdan çıktım, yolumu şaşırdım. Bir kapı açıyorum Seyircilerin arkasına çıkıyor, diğer kapıya yöneliyorum, sağına geçiyorum. Ne kadar kapı açtıysam seyircinin içerisine giriyorum. Sahneye çıkacağım 5 dakika geçti. O sırada salon görevlilerinden bir bayan beni gördü. Beni çıkışa yönelterek kulise ulaştım. Arkadaşlarla beraber sahneye çıktık. Seyiricilerin alkışları bize her şeyi unutturuyor. Bu tür anılarımız çok.
Şükrü Sağlam: Yedi Coğrafi bölgeden oluşan Türkiyemizde Güneydoğu'da Kütçe, Karadeniz'de Lazca, Anadolu ve Ege'de Yörük Türk ezgileri yoğun şekilde çalınıp söylenirken, Trakya ve balkan müziğini etnik müzik kapsamında değerlendirdiğimizde nereye koymalıyız.?
Burhan Öçal : Balkan ve Trakya müziği kesinlikle başlı başına akademik düzeyde bir inceleme konusudur. Bir kere bizim çaldığımız ritimler aksak ritimlerdir. Ege yöresinde teke zortlatması dediğimiz dokuz, sekizlik bizde farklı çalınıyor. Örneğin Türk aksağı dediğimiz Devr-i Turan dediğimiz beş sekizlikler Azerbaycan, Kars,Van tarafında başka çalınıyor, bizde başka çalınıyor. Bir kere Ritimler açısından Balkan ve Trakya ezgilerinin kendine has dokusu var. Benim için Balkanlarda Bulgarların çaldığı o zor varyoslanları icra eden romanlar, klasik eğitimi almış Bulgarlar, sonra Romenler, Macarlar,Yunanistan'daki Romanlar, cıvıl cıvıl kaynayan ezgilerle dolu. Ben Amerika'da cazcılarla birlikte çok çaldım. Onlara gerekli olan ekstra caz temalarının ilhamını gelip Balkanlardan alıyorlar. O Kadar çok zor ve kıvrak nağmeler çalınıyor ki Buna bir nevi Balkan Caz'da diyebiliriz.
Şükrü Sağlam: Yukarıdaki sözlerinizle Balkanların Caz'ın ana kaynağınımı oluşturduğuna dikkat çekmek istediniz?
Burhan Öçal : Evet, kesinlikle. Artık çok sık rastlar olduk. Bizim Trakya All Star grubunun Konserlerinde bunlara çok sık rastlıyoruz. doğulu geliyor, karadenizli geliyor, bize soruyorlar. Bizden dinledikleri müzik onlara yabancı geliyor.Trakya müziğini tam bilmedikleri için genellikle biraz çağdaşlaştırılmış pop müzüği dinleyen bir kitle var. Ama onlarında kökünde Anadolu Halk müziği yatıyor. Biraz araplardan esinlenmiş arabesk, var. Trakya müziğinde melezlik yok.Pür, saf bir Roman, trakya müziği, tiplerde öyle, Ruhlarda öyle. Çünkü Türk müziği genelde Baba'dan oğula , oğuldam çocuğa bu şekil geleneklerle yaşayan bir tür. Burada da öyle. Bizim atalarımız genellikle Selanik, Bulgaristan tarafından mübadele zamanında gelenlerden oluşuyor. Müzisyenlerde öyle. Dolayısı ile sadece Trakya değil, beraberinde geldikleri ülkelerinde kültürlerini beraberinde getiriyorlar. İşleyince ortaya bu güzel melodiler çıkıyor.
Şükrü Sağlam: Diğer etnik kökenli müziklerde kullanılan enstümanlar bireysel ve az olurken,
Balkan ve Trakya müziğinde kullanılan enstüman çeşitlilik hakim ne dersiniz?
Burhan Öçal : Bizde nefesli çalgılarda çeşitlilik daha fazla, Trompet, saksafon, Zurna, Boru, Klarnet,Tuba, Baslar var. Nasıl ki Kübalıların nefeslileri Brasları, Power'ları varsa, Bizim Balkanlarda nefesliler eksik olmasına rağmen trompet , klarnet, altosaks, zurna, dört nefeslimiz var. Buna karşı Cümbüş varken ud yok. Bizim Trakya'da biz Fasıl heyeti deriz ama Fasıl heyeti İstanbul'da olur. İncesaz bir takım deriz. Orada ud olmaz. Klarnet, Keman, Çümbüş ve Darbuka 'dır. Orjinali bu dörlüdür.Çümbüş öylemi! gerçi yeni keşif ediliyor. Romanlar almış bunu gitar gibi kullanıyor. Bizim Pir Ahmet dediğimiz çümbüş virtiözü 42 kiloluk küçücük adam John Mc Larfen gibi mızrabı ile çümbüş çalıyor. Geleneği sürüdüren belkide tek kişi. Çümbüş hem ritim tutar, mızrap atar, hem melodiyi çalar, hem de armoni yapar. Bizim müziğimiz canlıldır. Fokur, fokur kaynar.
Şükrü Sağlam: Bugün Europalia Kültür Festivali kapsamında Brüksel'de konser vermek üzere bulunuyorsunuz. Bu konseri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Burhan Öçal : Biz yaptığımız müziği önce kendimiz keyf alarak çalıyoruz. İkincisi Böyle güzel bir mekanda ülkemizin kültürne katkı sağlamak üzere bulunmak güzel bir duygu. Gurur duyarak çalıyoruz. Dün de Mons şehrinde konser verdik, orasıda çok güzel bir mekandı; fakat bu malum terör tehdidi dolayısı ile salona gelen seyirci sayısında gözle görülür şekilde azalma vardı. Suriye sınırında Türkiye'nin düşürdüğü uçak tüm dünya2yı gerdi. 2 gün önce Köln'de bulunduğumuz konser'de de aynı durum vardı. Almanya Köln'de bile sokağa çıkma oranı yüzde yirmibeş oranında azalmış. Gidişat iyi değil, insanlarda bir korku, tedirginlik var. Bizim konserimize gelenler çok mutlu bir şekilde dönüyorlar. Buda bizim açımızdan guru verici bir durum.
Şükrü Sağlam: Son olarak Belçika'da yaşayan Türk toplumuna ne demek istersiniz?
Burhan Öçal : Öncelikle Avrupa'da özellikle Belçika'da yaşayan vatandaşlarımızı çok seviyorum. Son zamanlarda yaşanan sıkıntılar yüzünden özellikle Almanya, Fransa ve İsviçre'den Türkiye'ye dönüşler başladı. Bizler onlara şevk veren, morallerini yükseltecek müzikler çalacağız, o yüzden buradayız. Herkese sevgilerimizi, saygılarımızı sunuyoruz.
Roportaj sonrası Burhan Öçal ve Trakya All Star ekibi müthiş bir konsere imza attılar. Seyirciler mutlu, onlar mutlu, sahneden ayrıldılar. Böyle güzel bir sohbete ve konsere zaman ayırdığım için mutluluk ve keyifle Otomobilimi Park ettiğim caddeye doğru hızlı adımlarla ilerlerken konser öncesi boş olan indiğim köprülü merdivenlerden tekrar yukarı doğru çıkarken başında kasketi, sırtında bir pardesü ile çiseleyen yağmura aldırmadan titreyen ellerinin parmakları Akerdeonunun tuşları üzerinde gezenken, kaç gündür traş olmamış kirli sakallarının arasında gözükmeyen dudaklarıyla boş caddede bahşiş toplamak üzere kurulmuş göçmen müzisyen benim Burhan Öçal'la Balkan, Trakya melodileri üzerine yaptığımız sohbeti adeta selamlıyordu.
Röportaj:Şükrü Sağlam-BelTurkHaberr©2015

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code